Mirasbırakanın Vasiyet Yapmasının Önündeki Hukuki Engellerden Biri: Tarımsal Arazilerde Ehil Mirasçı
- Gamze Nur KARAKAŞ ŞAHİN
- 21 May
- 5 dakikada okunur
Giriş
Miras hukukunda genel ilke, miras bırakanın iradesine saygı duyulmasıdır. Bu ilkeye favor testamenti denir ve mümkün olduğunca vasiyetnamenin geçerli sayılmasını hedefler. Ancak bazı durumlarda bu serbestlik kanunla sınırlandırılmıştır. Özellikle tarım arazilerine ilişkin ölüme bağlı tasarruflarda, miras bırakanın iradesi tek başına yeterli olmayabilir.
5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu, tarım arazilerinin bölünmesini önlemek ve tarımsal üretimin sürdürülebilirliğini sağlamak amacıyla bazı kısıtlamalar getirmiştir. Bu kanun, miras bırakanın vasiyet yoluyla tarım arazisini dilediği mirasçıya bırakabilmesini bazı şartlara bağlamıştır. Yani, bir tarım arazisini vasiyet etmek isteyen kişinin karşısında, sadece miras hukuku değil, tarım politikası gereği kamunun menfaati de yer alır.
Peki bu durumda miras bırakanın vasiyet hakkı nasıl korunur? Tarım arazileri vasiyetnameyle bir mirasçıya bırakılabilir mi? Hangi durumlarda vasiyetname geçerli sayılır, hangi durumlarda iptali gerekir?
Bu yazıda, tarım arazisinin vasiyetle devri konusunu, 5403 sayılı Kanun’un 8/F maddesi çerçevesinde detaylı şekilde inceleyeceğiz.
5403 Sayılı Kanun’un Getirdiği Sınırlamalar
5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu, tarım topraklarının korunması ve geliştirilmesi amacıyla düzenlenmiş, aynı zamanda tarım arazilerine ilişkin ölüme bağlı tasarruflara sınırlamalar getiren bir kanundur. Bu kanun, her durumda tarım arazisinin ölüme bağlı tasarrufa konu edilemeyeceği anlamına gelmez. Ancak böyle bir tasarrufun konusunun tarım arazisi olması halinde, kanundaki emredici kurallara aykırı bir düzenleme yapılamaz.
Miras hukukunun genel ilkeleri gereği, böyle bir vasiyetnameye kesin hükümsüzlük değil, iptal edilebilirlik yaptırımı uygulanır. Bu nedenle tarım arazileri konusunda yapılan vasiyetnameler, ancak vasiyetnamenin iptali davası ile ortadan kaldırılabilir.
Tarım Arazilerinde Bölünmenin Önlenmesi
Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu, asgari tarımsal arazi ve yeter gelirli tarımsal arazi büyüklüklerini belirlemiş, bu büyüklüklerin altına düşülmesini engellemek amacıyla emredici kurallar koymuştur. Bu yazıda, tarım arazilerinin bölünüp bölünemeyeceği değil, tarım arazisi hakkında miras bırakanın, mirasçılarından biri lehine vasiyet yapıp yapamayacağı değerlendirilmektedir.
8/F Maddesi ve Ehil Mirasçı Kavramı
Kanunun 8/F maddesi, yeter gelirli tarımsal arazi mülkiyetinin, kendisine devredilmesini isteyen ve bu konuda ehil tek mirasçı olduğu anlaşılan kişiye devredilmesini düzenler. Bu istem hakkı, miras bırakanın ölüme bağlı tasarrufu ile ortadan kaldırılamaz. Ancak burada istisna olan durumlar da vardır: mirastan çıkarma, mirastan yoksunluk ve mirastan feragat halleri bu kapsam dışındadır.
Mirastan Yoksunluk ve Çıkarma (Iskat)
Kanunun açıkça istisna saydığı bu hallerden ilki mirastan yoksunluk hâlidir. Türk Medeni Kanunu’nun 578. maddesi gereği:
1. Mirasbırakanı kasten ve hukuka aykırı olarak öldüren veya öldürmeye teşebbüs edenler,
2. Mirasbırakanı kasten ve hukuka aykırı olarak sürekli şekilde ölüme bağlı tasarruf yapamayacak duruma getirenler,
3. Mirasbırakanın ölüme bağlı bir tasarruf yapmasını veya böyle bir tasarruftan dönmesini aldatma, zorlama veya korkutma yoluyla sağlayanlar ve engelleyenler,
4. Mirasbırakanın artık yeniden yapamayacağı bir durumda ve zamanda ölüme bağlı bir tasarrufu kasten ve hukuka aykırı olarak ortadan kaldıranlar veya bozanlar.
Mirasçı olamazlar ve ölüme bağlı tasarrufla herhangi bir hak da edinemezler.
İkinci istisna olan mirastan çıkarma (ıskat) ise TMK m. 510’da düzenlenmiştir. Miras bırakan, saklı paylı bir mirasçısını şu iki nedenle mirastan çıkarabilir:
1. Mirasçı, miras bırakana veya yakınlarından birine karşı ağır bir suç işlemişse,
2. Mirasçı, miras bırakana veya ailesine karşı aile hukukundan doğan yükümlülüklerini önemli ölçüde yerine getirmemişse. Bu hallerde, miras bırakan saklı paylı mirasçısını dahi mirasçılıktan çıkarabilir.
Üçüncü istisna ise mirastan feragat hâlidir. Bir kişi, sağken mirastan feragat ettiyse, artık ehil mirasçı olduğunu ileri sürerek tarımsal arazinin mülkiyetinin devrini isteyemez.
Ehil Mirasçının Belirlenmesi ve Puanlama Sistemi
Ehil mirasçının kim olduğunu belirlemek için 5403 sayılı Kanun’a dayanılarak çıkarılan Tarımsal Arazilerin Mülkiyetinin Devrine İlişkin Yönetmelikte puana dayalı bir sistem benimsenmiştir. Yönetmeliğe göre, aşağıdaki kriterler üzerinden 50 puan ve üzeri alan kişi veya kişiler ehil mirasçı sayılır:
a) Geçimini mirasa konu tarım arazilerinden sağlayanlara yirmi puan,
b) Tarım dışı geliri bulunmayanlara on puan,
c) Eşi fiilen tarımsal faaliyette bulunanlara on puan,
ç) Tarımsal arazileri işleyebilecek mesleki bilgi ve beceriye sahip olanlara on puan,
d) Mirasa konu arazilerin bulunduğu ilçe sınırları içinde beş yıla kadar ikamet edenlere beş puan, beş yıl ve daha uzun süre ikamet edenlere on puan,
e) Herhangi bir sosyal güvencesi olmayanlara on puan,
f) Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) kapsamında tarım sigortası olanlara beş puan,
g) Bakanlığın mevcut kayıt sistemlerine kayıtlılık beş yıla kadar olanlara beş puan, beş yıl ve daha uzun süre olanlara on puan,
ğ) Tarımsal örgütlere kayıtlılık süreleri beş yıla kadar olanlara iki puan, beş yıl ve daha uzun süre olanlara beş puan,
h) Tarım alet ve donanımlarına sahip olanlara beş puan,
ı) Kadın olanlara beş puan verilir.
Bu özelliklerin mirasçılarda hangi anda mevcut olması gerektiği açıkça belirtilmemişse de, değerlendirme miras bırakanın ölüm tarihi itibarıyla yapılmalıdır. Çünkü mirasçılık sıfatı mirasbırakanın ölümü anında kazanılır.
Görevli ve Yetkili Mahkemeler ile Bekletici Mesele Durumu
Yeter gelirli bir tarım arazisi mevcutsa ve mirasçılardan biri ehil olduğunu iddia ediyorsa, bu durumda miras bırakanın ölüme bağlı tasarrufu iptal edilebilir. Ancak bu değerlendirme, sulh hukuk mahkemesinin görev alanındadır. Ancak vasiyetnamenin iptalinde görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. Bu nedenle, asliye hukuk mahkemesinde açılan vasiyetnamenin iptali davasında, sulh hukuk mahkemesinde yürüyen ehil mirasçının tespiti davası bekletici mesele yapılmalıdır.
Vasiyetnamenin iptali ve ehil mirasçının tespiti için için yetkili mahkeme TMK m.576 gereği mirasbırakanın son yerleşim yeri mahkemesidir.
Ehil mirasçı ve taşınmazın bu kişiye devri için açılan davada yerel mahkemenin taşınmazın bulunduğu il ilçenin görevli olduğunu belirten karar Yargıtay tarafından Mahkemece, tarafların ortak murisinin öldüğünde son yerleşim yeri tespit edilmeden yetkisizlik kararı verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir. T.C. YARGITAY 14. HUKUK DAİRESİ E. 2020/3979 K. 2020/7785 T. 25.11.2020
Birden Fazla Ehil Mirasçı Varsa Ne Olur?
Kanunun 8/F maddesinin 2. fıkrasına göre, birden çok mirasçıda devir koşullarının bulunması halinde, miras bırakan ölüme bağlı tasarrufla hangi ehil mirasçının mülkiyeti devralacağını belirleyebilir. Bu belirleme itiraza konu olursa, sulh hukuk hakimi tarafından ehil mirasçı yeniden belirlenir.
Kamu Yararı ve Miras Bırakanın İradesi Arasında Öncelik
Favor testamenti ilkesi uyarınca miras bırakanın iradesi esas alınsa da, kamunun menfaati üstün tutulur. Tarım arazisinin üretim amacıyla ehil mirasçıya bırakılması, toplumun çıkarı gereğidir. Bu nedenle, miras bırakanın iradesi ayakta tutulmak istense de, kamu menfaati varsa vasiyetnamenin iptali yoluna gidilir.
Uygulamadaki Boşluklar ve Bakanlığın Rolü
Kanunda, mirasçılar arasında bir yıl içinde devir işlemleri tamamlanmazsa ve mirasçılar dava açmazsa, Bakanlığın 3 ay süre tanıyacağı ve sonrasında satış için sulh hukuk mahkemesine dava açabileceği düzenlenmiştir. Ancak 15.05.2014’te yürürlüğe giren bu düzenleme sonrası Bakanlık tarafından fiilen dava açıldığına dair herhangi bir örnek bulunmamaktadır. Bu durum, uygulamadaki boşluklara ve kanunun etkinliğine dair soru işaretleri doğurmaktadır.
Sonuç
Vasiyetnamenin yorumunda uygulanması gereken ilke favor testamanti ilkesi olup, murisin iradesinin mümkün olduğunca ayakta kalmasını sağlamaya çalışmaktır. Ancak vasiyetnameye konu olan hakkın konusunu tarımsal arazi oluşturuyorsa burada 5403 Sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanunu’nun emredici hükümlerini incelemek gerekir. Kanunda bu düzenlemelerden biri de ehil mirasçı için düzenlenmiştir. Buna göre yönetmelikte belirtilen kriterleri taşıyan tek ehil mirasçının tarımsal arazinin mülkiyetini devir hakkı vasiyetname ile bertaraf edilemez. Ancak mirastan yoksunluk, mirasçılıktan çıkarma ve feragat halleri bunun istisnası niteliğindedir. Mirasçılar arasında birden fazla ehil mirasçı bulunması halinde ise favor testimanti gereği vasiyetnamede belirlenen ehil mirasçıya devir yapılması gerekir. Vasiyetnamenin iptali için talepte bulunan mirasçının bu talebinin değerlendirilmesi için, ehil mirasçı tespitinde görevli mahkeme sulh hukuk mahkemesinde dava açılması gerekir. Ancak vasiyetnamenin iptali konusunda görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesi olduğundan, ehil mirasçının tespiti davasının asliye hukuk mahkemesince bekletici mesele yapılması gerekebilecektir. Tarımsal arazilerin ehil mirasçıya devrinin takibi bakanlıkça yerine getirilmelidir. Kanuni düzenlemelere rağmen, konunun fazla bilinmemesi ve bakanlıkça tarımsal arazilerin tasnifi ve takibi konusunda yetersizlik bulunması nedeniyle, uygulamada boşluklar oluşmakta ve kanun etkin şekilde uygulama alanı bulmamaktadır.
⸻
Not: Sizlere karşı Bakanlık tarafından açılmış böyle bir dava varsa, bizimle iletişime geçerek sürecinizi paylaşmanızı rica ederiz.
Av. Gamze Nur Karakaş Şahin
Comments